13 Aralık 2016 Salı

BİR ERKEĞİ ELDE ETMENİN YOLLARI

  Merhabalar benim karşı cinsi etkilemek için çifleşme dansına kadar yolu olan okurlarım,

Ankara bugün yine annesini kaybetmiş salyalı bir çocuk gibi. Ben de dün öyleydim. Ay , dur merak mı ettin nedenini hemmen anlatayım, özledim zaten yazmayı.

Dün okuldan dönerken servisin arkasından miyavlama sesleri geldiğini duydum. Dedim şoför bey sizin araba kedi yutmuş. Açtık motoru, minnacık , pis bir yavru kedi. Şoför "Yanacakmış az daha "dedi. Başka bir şoför de , şoför olduğunu zannediyorum, tuttu kediyi ordan çıkardı. Kedi adamın elinden kaçtı hemen karşıdaki park hâlindeki arabanın altına girdi.
Bitti, mutlu son.

Böyle olması gerekmez mi? Benim yoluma o kedinin hayatına devam etmesi gerekmez mi? Öyle olmadı. Nasıl olduğunu anlamadan arkamda bir ses duydum. "Keşke hiç motordan çıkarmasaydık, araba çarptı, öldü." "Hayır, işte şu beyaz arabanın altında duruyor." dedim ve buna inandım ta ki o minik patilerine bile dolan kanı görüne kadar. O keşke çıkarmasaydıkla başlayan cümle ne çok canımı yaktı. Tanımadığım bir adamın rastgele söylediği o cümle , belki de tanıdığım tüm adamların canımı acıtmak için itinayla seçtikleri tüm cümlelerden çok canımı yaktı. Ben suçlu muydum, obur arabanın kedi yuttuğu söylediğim, belki çıkar da mama veririm diye o saklandığı beyaz arabanın yanına gittiğim için? Tabi durur muyum, bütün Tunus'un havasını içime çekecek kadar ağlamaya başladım. İnsanlar etrafıma toplandı, "Öldü, git " dediler. Gidemedim. Annemi aradım. Ne garip, insan ne kadar yetişkin olduğunu iddaa etse de acil durumlarda annesini arama ihtiyacı hissediyor. "Bin taksiye çabuk Kurtuluş Parkı'na götür" dedi, tedavi olması için. Yok dediler, öldü dediler. Hatta biri " Suriye'de bebekler böyle ölüyor" dedi. Çok sağol amca, moral verme ödülü olarak bir tencere setini hak ettin.

Bombalar patlıyor, insanlar ölüyor. Bu kedi gibi bir anda, çok saçma. Gezmeye çıkıyorlar, hayat harika mutlu sona yakınlar ama olmuyor. Ne acı.

Psikologum haberleri izlememi yasakladı. Başkalarının birebir içinde yaşadığı durumu ben televizyondan izleyemeyecek kadar zayıfım. Ne yazık.

Psikolog demişken gizli depresyonda olduğumu düşünüyor. Yoo, bence gayette açık bir depresyon ama yine de sen bilirsin tatlı kız. Anlattığım şeyler acıklıymış ama ben komik gibi anlatıyormuşum. Eeee bu zaten en başından beri bu blogta olan şey değil mi? Asdfgj. Gülsek suç , ağlasak suç be blog efendi.

Her neyse gelelim asıl konumuza. Balık , Kraker, Tarkan ve benim histerik aşk dörtgenimize.

Arkadaşlar Tarkan bana olan hoşlantısını dünyanın en garip şekliyle belli eden bir hanzo.
Balık , hoşlaştığım, elde etmek için Youtube'daki "How to attract your crush?" başlıklı tüm videoları izlediğim beyendi.
Kraker, bff gibin bir şey ama Balık ona yanık (Üzgün surat)

Arkadaşlar balık normalde dünyanın en normal çocuğu gibiydi. Taa ki bir gün sakallarını kesene kadar. Sakalsız daha yakışıklı demek istemiyorum, sadece büyük bir değişikti onu fark etmemi sağlayan.
Biri sizi fark etsin istiyorsanız, sakal , saç kesin efenime söyleyim saç boyayın, kilo verin, alın filan.

Sonra onu elde etmek için bütün saçma salak şeyleri denedim.
1-) Dediler ki göz kontağı
60 saniye boyunca hiç gözlerimi ayırmadan bu koca gözlerimle gözlerine baktım, sonunda çocuk rahatsız oldu da içeri girdi. :(

Aynen böyle :

2-) Dediler ki yanında olduğunu hissettir
Balık bir dansçı. Tabi ki de tabi kiii dee gösterisine gittim. "ALLAHIM YÜZÜNÜ KARA ÇIKARMA" diye hatim indirdikten sonra çocuk tebrikleri kabul etmek için aşağı indi. Herkes sarılıyor filan. Benim de yanıma yürümeye başladı. "Ayy çok güzeldi, hadi görüşürüz" diyip götümü dönüp gittim. Tanrımmm neeedenn ? Onun güçlü kollarında cennetin dünya versionı ücretsiz.indir.tam indir.hemen.indir

Neyse, birgün Kraker'e Tarkan'ın yaptığı embesillikleri anlatmaya başladım. Konu bitti dedi ki balık dün gece beni aradı. Ben şöyle oldum.
Ama çok önemsemedim çünkü Balık o gece beni de aramıştı. Sonra dedi ki" Sabah bir kez daha aradı" ve imalı olarak baktı. O artık benden 1-0 öndeydi. Üstelik arkadaşımdı. Ben artık şu duruma geldim. Artık daha sıkı taktiklere ihtiyacım vardı.
3-)Dediler ki kıskandır
Balık'a Tarkan'ı anlattım belki kıskanır umuduyla sadece "Ya sen niye yüz veriyorsun ki" dedi.
Otobüste benim Tarkan'ın yanına oturmam gereken birgün ben" Olmaz öyle şey, kalk ben oturayım onun yanına " demesini beklerken, o "Ahahhaha" diye bana bakıp anıra anıra güldü.


4-)Dediler ki iltifat et
Tatlı yediği birgün " Çok güzel kaşıklıyorsun" dedim....

5-)Ortak bir şeyler paylaşın dediler
Bir dal sigara istedim.

Bu sıkı çalışmalarım neden sonuç vermiyor diye düşünürken birgün hep beraber dışarı çıktığımızda Balık'ın Kareker'e şöyle baktığını gördüm.
 Bense tabi ki böyleydim.Allah belamı versin bakışım aynen böyleydi.


Bu iki olaydan sonra vazgeçme noktama artık geldim. Sıla bebeğim okuyorsa bol selam "Sen Sezter Abagilsin , aptallık etme , sonuna kadar devam et" dedi.

Vazgeçeyim mi?
Devam edeyim mi?
Bakalım bu hikayenin sonu nasıl olacak?

2 yorum:

  1. Ben ceikinizide oyalıyor..c

    YanıtlaSil
  2. Boşveer Tarkan la mutlu olun ne gerek var bu kadar uğraşa :P

    YanıtlaSil

Siz yorum yaptıktan sonra kim arkanızdan ne demiş öğrenmek için lütfen mail adresinizi girmeyi unutmayın!