Merhabalar benim başka şehirlerdeki kar yağışlarını görüp "Zaten bi bizim buraya yağmaz .ss " diye havaya trip atan okurlarım,
Bu sene yılbaşı yazımı biraz değiştireyim dedim ve size 2014 yılında yaşadığım bazı olayları derledim. Buyrun bakalım ,
-
Yarıyıl tatilinde dershaneyle birlikle Antalya'ya kampa gitmiştik. Baya
eğlenmiştik. Bi keresinde odada garip garip danslar yaparken matematik
hocamız odamızı basmıştı. Sonra diskoda sarhoş Rus tenisçiler bizim
kızlara asılınca coğrafya hocamız elleriyle uzaklaşın anlamında bi
işaret yapmıştı bu ince derililere bunlar da o işareti dans figürü sanıp
hep birlikte yapmaya başlamışlardı.
-
Birgün Ebru'yla ( okuyasa bol selam ) telefona bi şey yapmaya gittik
şimdi tam hatırlamıyorum neydi. Telefoncu çocuk öyle yakışıklı ki ben
ilk görüşte aşk. Günlerce dolandık telefoncunun önünde meslek lisesi
önündeki Şahin gibi. Giriş çıkış saatini her şeyi öğrendik takip edicez,
tanışcaz ve ben onunla evlenicem plan tam olarak bu. Ben sabah
dershaneye gelirken topuklu ayakkabılarımı bile çantama tıktım.
Telefoncunun karşısındaki pidecide oturuyoruz. Çalılıklardan filan
bakıyoruz sanki oturduğumuz yer pideci değil de Turist filminde
Angelina'nın oturduğu cafe. İyice bi havaya girdik. Saatler geçti çocuk
yok . Meğer o gün izin günüymüş. Bi daha da o cesareti bulup takip
edemedik ve aşkım böylece Titanic gibi derinlere gömüldü....... Ha bu arada çocuk şimdi vine fenomeni .
- Ygs'de kalem kutusunu açarken içindeki her şeyi yere döktüm.
-Lys'lerin birinde uyuyakaldım.
-
Ebru'yla tenise yazıldık yalnız bir tenis hocamız var A-F-E-T. Çocuk
bana servis atmayı öğretirken raketi kafama düşürdüm. Bakın top
demiyorum raket raket!! Fiziken imkansız ya!
-
Bir çocukla dışarı çıkıcam ama arkadaşlarım zerre güvenmiyor çocuğa.
Dediler biz de gelicez. Böyle masum masum gizliden takip ettiler bizi. Biz de çocukla coğrafya testi çözüyoruz.Birden çantam düştü ben de dönüp aldım.Bunlar da sanmış ki onlara baktım ama göremeyince döndüm.
Sonra bi tanesi beni aradı. " Merak etme arkanızdayız hep" dedi. Sorun
şu ki ben o bunu söylemeden önce yanlışlıkla hoparlörü açmıştım.
-
Cerenle dershaneden çıktık,yürüyoruz. Bu Türkiye yakışıklısını görmüş.
Hayır Ceren'de de Türkiye yakışıklısını tanıyacak tiki kız tipi yok
neyse inandım takip ettik adamı. Ceren'le manken.avi . Adam bakkala
girdi. Ceren fotoğraf çekinmek istedi işte . Adamın elinde de bi tane
muz. "Bi saniye bi muzumu bırakayım" dedi. Fotoğrafta arkada cipslerin
arasında bir adet muz var.
-Ygs'den birgün önce otobüste "Yarın sınavım var dua edin ha" diye bağırdım.Beddua ettiler sanırım .ss
-Birgün
Izmir caddesinde çay içip, Ebru'yu bekliyorum.Ne zaman elimi bardağa
atsam tüm polisler dönüyor. Fişlenme korkusuyla apar topar kalktım
kaçtım. Götün götün kaçarken ayağım takıldı, düştüm bi de.
-Likyalı bir vatandaşımızın kulübe şeklindeki mezarının tuvalet olmadığını ancak yanına kadar gidince fark ettim.
-Üniversite'nin ilk günü içimden avaz avaz "freeeeeddoooooommm" diye bağırdım.
-Amfideki ilk derste uyuyakaldım ve hoca gördü.
-
Kuaför gerizekalısı ellerimle büyüttüğüm solar iken arganladığım saçımı
çok kısa kesti. Ağlamaktan ölmüşüm arabanın arka koltuğunda oturuyorum.
Önde de Asya Türkiz'e bi kızın oğlanla yakışmadığını, oğlanın çok
yakışıklı olduğunu anlatıyo.Türkiz de kız güzel mi bari dedi. Asya " Yok
be kısa saçlı bir şey" dedi. Gözlerimin %75 i suyla dolu bir vaziyette
"Ben burdayım" dedim.
-
Bu sene beni çok değiştiren bir olay oldu. Gerçekten hayatımda bir
dönüm noktası. Olay böyle çok "wow"lık değil ama tepkilerim baya
wowlıktı. Hiçbir zaman entrika çevirecek bi zekam olması maalesef. O çok
ayrı bi meziyet. Ben direkt bi tane oturttum. Bunu iyi bir şey diye
yazmıyorum. Geçmişten beri öfke problemlerim var zaten. Benle ilgili bir
diğer problemse paylaşmayı çok sevmem. Sabah kapımın önünde bir kedi
görsem akşama kadar Almanya'daki üvey balığım bile duyar.
Bu
olay yaşandığında zaten Lys'ye , her şeyin bitmesine 1 ay vardı. Kavga
çıkarmam hatta birine anlatmam bile olayı büyütecek ve onlarla beraber
beni de yakacaktı. Hayatımda ilk kez yanmaktan korktum. Çünkü zaten çok
zayıftım ,zaten stres altındaydım.Bağışıklığım kafayı yedi 2 günde bir
kusuyordum. Hiç kimseye anlatmadım. Çenemi nasıl tuttum hala
inanamıyorum. Benim birinden intikam almamam hatta onun hakkında
dedikodu bile yapmamam önceden bana söylense asla inanamazdım. Bu kısa
vadede bana iyi şeyler kattı. Sabretmeyi öğretti. Ama uzun vadede öyle
olmadı. Hani Otomatik Portakal'da Alex kötülük yapmamayı öğreniyor ama
aynı zamanda artık kötülüğe de karşı koyamaz hale geliyor ya , ben de
öyle oldum. Kimseye ses çıkaramaz içime atar hale geldim. Umarım tez
zamanda beni çileden çıkaracak biriyle karşılaşırım da eski halime
dönerim . Zaten sanırım çok uzun süre içime attım. Şu sıralar
rüyalarımda olayın kahramanlarına "Hiçbirinize hakkımı helal
etmiyorum"diye bağırıyorum. Onlar da gülüyor.
"Erkekçe olsun isterim dostluk da ,düşmanlık da
Hiçbiri olmaz halbuki"
Yeni yılın size çok çok çok güzellikler getirmesini diliyorum. Ne yaşarsanız yaşasın vazgeçmeyin, üzülmeyin. Hep gelecekteki mutlu hâlinizin size el salladığını düşünün.
Ben
inanıyorum ki iyi insanları yalnızca iyi insanlar bulur onun için
"Nefret etmeyin! Yalnızca sevilmeyenler nefret eder… sevilmeyenler ve
anormal olanlar"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz yorum yaptıktan sonra kim arkanızdan ne demiş öğrenmek için lütfen mail adresinizi girmeyi unutmayın!