6 Temmuz 2015 Pazartesi

BU BİR VEDA YAZISI DEĞİLDİR

   Merhabalar benim evin en küçüğü olduğu için sürekli bakkala gitmek zorunda kalmış okurlarım.Malumuzun bloga eskisi kadar yazamıyorum.Bu kafamı kurcalıyor epey zamandır.Hiçbir zaman bu blog işinin bir eğlenceden çok sorumluluğa dönüşmesini istemedim.Ben güldüğüm için yazıyorum,siz de gülün diye.İlla beni okuyun diye değil.Hayatım her zaman latin gençlik dizisi gibiydi.Ben her zaman komik yanlarını bulurdum çünkü ne kadar komik olduğun ne kadar utanç verici anın olduğuyla doğru orantılı bence.Ama bunu artık yapamadığımı anladım.Artık her şey çok ciddi.Uzunca bir zamandır komik bir anım olmadı öylesine yaptığım aptalca bi şey olmadı.Hayatım yazın başlayan saçma ama eğlenceli gençlik dizisinin İstanbul'a taşınan dert dolu kış sezonuna döndü.

     Bu uzunca zamandır komik pek bir şey yaşamadım ama başka birçok şey yaşadım.

Mesela bazılarını çok kırdım :
Bazen kalbim buz kesti :
Hatalar yaptım :
         
             Terk edildim :

 İlk deneyimlerim çoğu zaman acıyla sonuçlandı :
                                                         (İlk şalgam suyu içişim)

 Nasıl başa çıkacağımı bilmediğim engeller oldu :

                            (Komilik maceram)

Engeller karşısında bazen yolumu kaybettim :

 Bazen kendimi kaybettim :

 Zor olsa da engelleri aşmak için her yolu denedim  :

(Yurda çarşafla girmeye çalıştığım gün)
Çünkü her zaman uğruna mücadele etmem gereken bir şeyler vardı :


Evimde beni bekleyen birileri :

Bazen başardım :
Bazen başaramadım :
Ama belki de bize söylenen en büyük yalan başaramamanın kötü bir şey olduğuydu.Ben uzun bir zamandır blog işini başaramıyorum . Bu geçmeyecek bir durum değil sadece hayatımın istediğim yönde ilerlemesi biraz zaman alacak bu yüzden şunu söylemeliyim ki bu kesinlikle bir veda değil. Sadece kendim ve sizin için bu durumu netleştirmek istedim. Elbet birgün tekrar yazıcam o zamana görüşmek üzere !!!

12 Nisan 2015 Pazar

SUÇ ORTAĞI

        Yağmur deli gibi koşarak yanıma geldi.Ciğerleri adrenalinle dolu olduğundan oksijene yer kalmamıştı,hızlıca soluk veriyordu."Noldu?"dedim."Koş"dedi.Sanırım olan biteni kendi kelime dağarcığımla daha iyi anlayacağımı düşündüğü için anlatma zahmetine girmedi.Daha önce gördüğüm ama hiç girmediğim bir eve geldik hemen Gözdelerin evinin yanıydı.Gözde yerde yatan adamı gösterdi.
   En yakın arkadaşım birini öldürmüştü.Sen olsan ne yapardın,ne yapmam doğru olurdu? Beraber kıyafetler aldığın,korkularını,aşklarını,en sevdiği yemeği bildiğin kişi bir katildi.Olduğum yerde kalıp bi süre düşünmem gerekti.Yağmursa "Bana öldüğünü söylememiştin"dedi ve ağlamaya başladı.Her arkadaş grubunun bi sulugözü,bi burnu boktan çıkmayanı,bi de her şeyi toplayan soğukkanlısı vardır değil mi,o zaman ben soğukkanlı olandım ya da hepimiz artık burnu boktan çıkmayandık.Bu adam Gözde'nin ev sahibiydi ve Gözde bu eve hırsızık yapmak için girmişti.Korktuğu için yaptığını yanlışlıkla olduğunu anlattı.Önce kötü bir bir arkadaş oduğumu düşündüm çünkü benden borç isteme rahatlığını ona veremediğim için belki de bütün bunlar olmuştu.Sonra aslında onların kötü birer arkadaş olduğunu düşündüm.Şimdi ben bütün bu olanları saklasam ya da polise gitsem hep bi keşkem olacaktı.İnsan sevdiği insanı neden böyle bi işe bulaştırır?


    Ev sahibi gerçekten sinir bozucu bi adamdı.Birkaç kez onu öldürme konusunda şakalaşmıştık da.Yeni dünyalar yaratacak kadar parası vardı ama hiçbir yere harcamazdı.Hemşirelerini,eski karısını döverdi.Bir keresinden mahalleden bir kızın geceyi sevgilisinin evinde geçirdiğini öğrenip sırf kendi günahları kızınkinden farklı diye kendinde bu işe karışma hakkını görmüş ve mahalleyi birbirine katmıştı.Her açıdan pis bi adamdı ama ölmeyi hak etmek bu kadar kolay mıydı? Öte yandan arkadaşım dünyanın en iyi insanıydı ama ailesinden para isteyemeyen bir hırsız ve katildi ama kötü olmak bu kadar kolay mıydı?Yağmur eninde sonunda yakalanacağımızı söyledi.Ama belki de yakalanmazdık belki de kötü kalpli büyücülerin beceriksiz büyülerinden kurtulmayı başaranlar aslında tesadüf eseri iyiler olmuştu biz de iyi geçinenler kadar şansı olamaz mıydık? Önce bütün mirasını bağışlayacağı bi yazı çıkarıp,o soğuk parmağını bastık.Bir insanın ölümü ancak bu kadar hayırlı olabilirdi ne yazık ki ancak ölümünden sonra bu kadar yardımsever biri olabildi.Sonra başımıza gelen binbir türlü aksilikle evi yaktık.

 Gözdeyle de Yağmurla da arkadaşlığımı kestim.Onlara yardım etmeseydim bana olan güvenlerini boşa çıkaracaktım ve yine ilişkimiz bitecekti.Şimdiyse evet onlara yardım ettim ama yanlış bir yolla her ne kadar ölüm ev sahibini güzel gösteren tek kıyafet olsa da bu yanlıştı.Ölümünün pragmatikliği karşısında suçlu sayılmamamız için ona karısını dövmeyi öğreteni de, genç bir kızın dedikodusunu dinlemekten bu kadar zevk alanları da öldürmemiz gerekirdi.Bu cinayet,saklayarak birbirimize aslında en yakın arkadaşların yapabileceği en büyük kötülüğü yaptık bu yüzden de arkadaşlığımız bitti.




Selam olsun sana Raskolnikov!

3 Ocak 2015 Cumartesi

2014'TEN GERİYE KALAN BİRKAÇ ŞEY

    

           Merhabalar benim başka şehirlerdeki kar yağışlarını görüp "Zaten bi bizim buraya yağmaz .ss " diye havaya trip atan okurlarım,
          Bu sene yılbaşı yazımı biraz değiştireyim dedim ve size 2014 yılında yaşadığım bazı olayları derledim. Buyrun bakalım ,
- Yarıyıl tatilinde dershaneyle birlikle Antalya'ya kampa gitmiştik. Baya eğlenmiştik. Bi keresinde odada garip garip danslar yaparken matematik hocamız odamızı basmıştı. Sonra diskoda sarhoş Rus tenisçiler bizim kızlara asılınca coğrafya hocamız elleriyle uzaklaşın anlamında bi işaret yapmıştı bu ince derililere bunlar da o işareti dans figürü sanıp hep birlikte yapmaya başlamışlardı. 
- Birgün Ebru'yla ( okuyasa bol selam ) telefona bi şey yapmaya gittik şimdi tam hatırlamıyorum neydi. Telefoncu çocuk öyle yakışıklı ki ben ilk görüşte aşk. Günlerce dolandık telefoncunun önünde meslek lisesi önündeki Şahin gibi. Giriş çıkış saatini her şeyi öğrendik takip edicez, tanışcaz ve ben onunla evlenicem plan tam olarak bu. Ben sabah dershaneye gelirken topuklu ayakkabılarımı bile çantama tıktım. Telefoncunun karşısındaki pidecide oturuyoruz. Çalılıklardan filan bakıyoruz sanki oturduğumuz yer pideci değil de Turist filminde Angelina'nın oturduğu cafe. İyice bi havaya girdik. Saatler geçti çocuk yok . Meğer o gün izin günüymüş. Bi daha da o cesareti bulup takip edemedik ve aşkım böylece Titanic gibi derinlere gömüldü....... Ha bu arada çocuk şimdi vine fenomeni . 
- Ygs'de kalem kutusunu açarken içindeki her şeyi yere döktüm.
-Lys'lerin birinde uyuyakaldım.
- Ebru'yla tenise yazıldık yalnız bir tenis hocamız var A-F-E-T. Çocuk bana servis atmayı öğretirken raketi kafama düşürdüm. Bakın top demiyorum raket raket!! Fiziken imkansız ya!
- Bir çocukla dışarı çıkıcam ama arkadaşlarım zerre güvenmiyor çocuğa. Dediler biz de gelicez. Böyle masum masum gizliden takip ettiler bizi. Biz de çocukla coğrafya testi çözüyoruz.Birden çantam düştü ben de dönüp aldım.Bunlar da sanmış ki onlara baktım ama göremeyince döndüm. Sonra bi tanesi beni aradı. " Merak etme arkanızdayız hep" dedi. Sorun şu ki ben o bunu söylemeden önce yanlışlıkla hoparlörü açmıştım.
- Cerenle dershaneden çıktık,yürüyoruz. Bu Türkiye yakışıklısını görmüş.  Hayır Ceren'de de Türkiye yakışıklısını tanıyacak tiki kız tipi yok neyse inandım takip ettik adamı. Ceren'le manken.avi . Adam bakkala girdi. Ceren fotoğraf çekinmek istedi işte . Adamın elinde de bi tane muz. "Bi saniye bi muzumu bırakayım" dedi. Fotoğrafta arkada cipslerin arasında bir adet muz var. 
-Ygs'den birgün önce otobüste "Yarın sınavım var dua edin ha" diye bağırdım.Beddua ettiler sanırım .ss
-Birgün Izmir caddesinde çay içip, Ebru'yu bekliyorum.Ne zaman elimi bardağa atsam tüm polisler dönüyor. Fişlenme korkusuyla apar topar kalktım kaçtım. Götün götün kaçarken  ayağım takıldı, düştüm bi de. 
-Likyalı bir vatandaşımızın kulübe şeklindeki mezarının tuvalet olmadığını ancak yanına kadar gidince fark ettim.
-Üniversite'nin ilk günü içimden avaz avaz "freeeeeddoooooommm" diye bağırdım.
-Amfideki ilk derste uyuyakaldım ve hoca gördü. 
- Kuaför gerizekalısı ellerimle büyüttüğüm solar iken arganladığım saçımı çok kısa kesti. Ağlamaktan ölmüşüm arabanın arka koltuğunda oturuyorum. Önde de Asya Türkiz'e bi kızın oğlanla yakışmadığını, oğlanın çok yakışıklı olduğunu anlatıyo.Türkiz de kız güzel mi bari dedi. Asya " Yok be kısa saçlı bir şey" dedi. Gözlerimin %75 i suyla dolu bir vaziyette "Ben burdayım" dedim. 
- Bu sene beni çok değiştiren bir olay oldu. Gerçekten hayatımda bir dönüm noktası. Olay böyle çok "wow"lık değil ama tepkilerim baya wowlıktı. Hiçbir zaman entrika çevirecek bi zekam olması maalesef. O çok ayrı bi meziyet. Ben direkt bi tane oturttum. Bunu iyi bir şey diye yazmıyorum. Geçmişten beri öfke problemlerim var zaten. Benle ilgili bir diğer problemse paylaşmayı çok sevmem. Sabah kapımın önünde bir kedi görsem akşama kadar Almanya'daki üvey balığım bile duyar. 
Bu olay yaşandığında zaten Lys'ye , her şeyin bitmesine 1 ay vardı. Kavga çıkarmam hatta birine anlatmam bile olayı büyütecek ve onlarla beraber beni de yakacaktı. Hayatımda ilk kez yanmaktan korktum. Çünkü zaten çok zayıftım ,zaten stres altındaydım.Bağışıklığım kafayı yedi 2 günde bir kusuyordum. Hiç kimseye anlatmadım. Çenemi nasıl tuttum hala inanamıyorum. Benim birinden intikam almamam hatta onun hakkında dedikodu bile yapmamam önceden bana söylense asla inanamazdım. Bu kısa vadede bana iyi şeyler kattı. Sabretmeyi öğretti. Ama uzun vadede öyle olmadı. Hani Otomatik Portakal'da Alex kötülük yapmamayı öğreniyor ama aynı zamanda artık kötülüğe de karşı koyamaz hale geliyor ya , ben de öyle oldum. Kimseye ses çıkaramaz içime atar hale geldim. Umarım tez zamanda beni çileden çıkaracak biriyle karşılaşırım da eski halime dönerim . Zaten sanırım çok uzun süre içime attım. Şu sıralar rüyalarımda olayın kahramanlarına "Hiçbirinize hakkımı helal etmiyorum"diye bağırıyorum. Onlar da gülüyor. 

"Erkekçe olsun isterim dostluk da ,düşmanlık da
Hiçbiri olmaz halbuki"

      Yeni yılın size çok çok çok güzellikler getirmesini diliyorum. Ne yaşarsanız yaşasın vazgeçmeyin, üzülmeyin. Hep gelecekteki mutlu hâlinizin size el salladığını düşünün. 
Ben inanıyorum ki iyi insanları yalnızca iyi insanlar bulur onun için "Nefret etmeyin! Yalnızca sevilmeyenler nefret eder… sevilmeyenler ve anormal olanlar"