28 Haziran 2012 Perşembe

BİR ŞİŞMANIN OT DENEYİMİ

    Aklıma gelmişken size şunu da bir anlatayım
Geçenlerde bir zayıflama çayı aldım.Hani şu cinnemalı olandan.Yalnız -her Türk gibi -zayıflamaya niyet ettim ama spor yok boğazını kısma yok bütün umudum çayda.Neyse işte ilk 1 hafta 2 kilo verdim yine de.Geçen hafta bi arkadaşımla buluştuk.Konu döndü dolaştı dedesinin sigara sarmasına geldi.İşte çarşafı varmış sarma makinesi varmış falan filan.
  Eve geldim anlatıyorum işte babaanneme şöyle kilo vericem böyle kilo vericem.Hani çok şişman da değilim zorlamasam bu yaz sıcağında terden bile veririm ama hep show tv nin suçu.Sabahtan akşama kadar Nebahat Çehre yi gösteriyor filan sinir ediyor adamı.
      Uzanmıştım.Şeytan sinsi sinsi yanaştı bana.Anaaa dedim sigara kilo verdiriyor yaaa.
    Tabi ki sigaraya başlamadım.Sigaraymış otmuş hiç işim olmaz yani hiç merakım yoktur o konularda ama işte ampul kafada bir kez yandı.Gittim Almanca defterimden yırttığım A4 kağıdının içine zayıflama çayımı koydum annemin yaprak sarma makinesiyle bi güzel sardım.Kestim,kırptım,yaktım.Güya içince çay daha hızlı etki edecek.Yemin ederim tıbbın sınırlarını zorluyorum.


  Çektim bi tane.'Eee bi şey olmuyor' derkeeeeen boğuldum.Öyle bi çekmişim ki ağzımı geçmiş direkt boğaza yani.Çizgifilmlerde olur ya adam patlar aynen öyle.Bir acı bir acı balkona çıktım,öksürüyorum.Sonra ya otlar kafa yaptı ya da gerçekten idrak edebildim gülmeye başladım.Vallahi devlet gençlere iş versin..

İşsizlik sen nelere kadilsin.

15 Haziran 2012 Cuma

RAKI BALIK TADINDA PEK BİR DERTLİ YAZI

  Terden akan makyajı günde 4 defa yenilemekten yorgun düşmüş sevgili okurlarım ne yazacağımı şaşırdım.Konu yok!
   Eskiden eğlenceli bir kızdım şimdi bir dertliyim sormayın.Her neyse madem konuşacak eğlenceli bir konu yok maskemi takmak zorunda değilim bu yüzden size bir derdimi rahatça anlatmak istiyorum.
 Bir arkadaşım vardı.Ruh ikizim değildi çoğu konuda anlaşamazdık da.Yanında kendimi o kadar rahat da hissetmezdim yani ikimiz başbaşa kalsak rahatsız olurduk.O benim için hayatımdaki bir yan roldü.Ama anlam veremediğim bir şekilde beraber çok eğlenirdik.Eğlenmek dediğim de oturup sinemada iyi bir film izlemezdik.Birbirimizin suratını rujla boyardık,(hayır 5 yaşında değildim)birbirimize ayakkabı fırlatır çoğu zaman da güreşirdik.Bazen bütün gün  hiç konuşmazdık bu kadar uzaktık ama her şeyimi bilirdi bu kadar da yakındık.En büyük aptallığımı burda yaptım.Hala anlam veremiyorum neden her şeyi ona anlatırdım ki.Güvenilmez biri olduğunu biliyordum ama kendimi hiç susturamazdım onun yanında.Sanırım kahrolası güvenilir suratı yüzünden.
       Bir gün onu sırlarımı en sevmediğim insana anlatırken yakaladım.Benden özür dilememesini affedebilirdim ama ona surat astığımda bana nedenini sorması en berbat şeydi.2 yıl boyunca hiç konuşmadık.İlk yıl hala aynı ortamdaydık ve ben o yılın her haftasında ağladım.Ona hiç göstermedim,asla belli etmedim.Tam tersine ondan nefret ettiğimi her yerde söylüyordum.
   Aslında doğruydu da benim ağlama sebebim onunla konuşmuyor olmam ya da büyük bir özlem duyuyor olmam değildi.Aslında bakarsanız hata en başından beri bendeydi.O bana hiçbir zaman sırlarımı koruma garantisi vermemişti.Ben onun gibi biriyle hiç karşılaşmadığım için bilememiştim böyle olacağını.Sonuçta o da onun kişiliğiydi.Gerçekten hiçbir zaman 'Ben senin arkandayım,sırların bende güvende'dememişti ama ben onu yine de her kavgama çağırmıştım.Bile bile lades demiştim işte.
   Ağladığım nokta yaptığım şapşallık da değildi.Onu öyle kabul edememem sürekli değiştirmeye çalışmam da değildi.Ağladığım nokta onun istediğim gibi biri olamamasıydı.Ona bütün sırlarımı vermiştim ; çünkü onun saklamasını istiyordum.Her kavgama çağırmıştım ; çünkü benimle ilgilensin istiyordum.Onu hayatımdaki başrollerden yapmak istiyordum.Kısacası hayalimdeki arkadaş olsun istiyordum ama o, o değildi. Ben de onun hayalindeki arkadaş olamazdım çok isterdim ama onu her ne kadar çok sevsem de biz dost olamazdık.
        Konuşmadığımız o 2 yıl var ya onun 2.yılında Kıbrıs'a yerleşti.Şimdi orada yaşıyor geçen internette karşılaştık.Bana yüzündeki pişmanlığı hissettirecek bir şekilde 'Olaya senin açından bakamadım güvenin senin için ne kadar önemli olduğunu bilmiyordum her şey için özür dilerim.'dedi. Demedi tabi. Bak yine onu istediğim kişi yaptım.Yüzünde olduğuna emin olduğum pişkin ifadesiyle 'Merhaba' dedi yalnızca.